Az önce sabah namazımı kıldım.
Dört rekât.
Dualarımda ilk kez hiç yalan yoktu.
Ve ilk kez, işçi kardeşlerime de yer verdim.

Emek, el, vicdan, merhamet…
Bunların hepsi sizlerle bütünleşiyor gözümde.

Dayımı hatırlıyorum.
Geniş, upuzun bir tarlada patoz yaparken.
Çocukken metrelerce koşturup elini öpmeye gittiğim,
Çiftçiliğin, hayvancılığın içinde büyüyen, toprak kokan bir adamdı o.

Ve şimdi siz…
İşçi babalarım, ablalarım, amcalarım, teyzelerim…
Hayatın en kıymetli işini yaptığınıza inanıyorum.
Hatta imreniyorum size.
Çünkü siz, taşı sıkıp suyunu çıkaracak kadar güçlü görünüyorsunuz bana.

Bunu neden yazıyorum?
Çünkü biz de zorlu bir mesleğin yolundayız.
Ve birkaç yıl önce, 1 Mayıs’ta evimize gelen kombi ustalarını hatırlıyorum.
İşçi Bayramı’ydı.
Ben o gün kuru fasulye pilav yaptım.
Ve yer sofrasında birlikte yedik.
O gün bir şey daha fark ettim:

Geçmişimize baktığımızda — sizin ya da benim —
Aynı duygunun içinden geçiyoruz:
Değersizlik.

Ama bu, maaşlardan belli olmuyor sadece.
Zaten siz o azla nasıl geçinilir, çoktan öğrenmişsiniz.
Çünkü siz, fedakârlıkla yoğrulmuş insanlarsınız.
Ekmek gibi sade, su gibi temiz.

Bunu insanımızın bakışından anlıyorum.
Bir simitçi, bir sütçü, bir tesisatçı, bir madenci, bir çiftçi…
Bu memleketin eli, kolu, omurgası onlar.
Kazancını teriyle kazanan,
Ama hâlâ bir selâma, bir tebessüme, bir “kolay gelsin”e muhtaç insanlar.

Ve evet, ellerimiz nasır tutmuş olabilir.
Ama gururumuz da o kadar kalınlaştı.
Ben hiçbir zaman bir işçiyi sadece işiyle görmedim.
Ben onları, bu memleketin bir babası kadar sevgi dolu,
Bir annesi kadar şefkatli bildim.

Doğada bir kanun varsa,
Memlekette de bir zincir var.
Ve bu zincirin en sağlam halkası: Biziz.

Ben, hakkımı nasıl savunuyorsam,
Sizin hakkınızı da kendi hakkım gibi savunacağım.
Emeğinizi, kendi emeğim gibi sahipleneceğim.

Bir yazar kardeşiniz olarak,
Siteminize, şikayetinize,
Yolunuza çıkan engellere
Çözüm aramak için elimden geleni yapacağım.
Ama siz de bana sahip çıkın,
Nasıl ki kendi işinizin ehliyseniz,
Bu mesleğin inceliklerini bana da öğretin, olur mu?

Memleketin en güzel yarınlarını bekleyen
O güçlü eller, nasırlı avuçlar…
Bugün sizin gününüz.
Bugün bizim günümüz.
Kutlu olsun.