Zihnim algım müziklerle değişiyor.
Bendeki dinleme yetisinin bu kadar keskin değişebileceği ya da birine böylesine keskin baglanabileceği tek şey müzik.
Müzikle var oluyorum.
Gün içindeki duyduğum sözleri müzikle duymak istediğim hale getiriyorum.
Ya da duymak istediklerim karşısındaki acziyetimi müzikle toparlayamıyorum.
Aşkımı müzikle yaşayıp ondan müzikle ayrılıyorum.
Ya da benliğimi müzikle buluyorum.
Beni kendime getirdiğini düşündüğüm müzikleri dinliyorum su sıralar bugün aşkı hiç düşünmedim.
Ve kilolarımı da aynı bu yöntemle vereceğim.
Bana kilo ver diyen müzikler olacak hayatımda.
Beğenilmek istiyorum bir kadın olarak ki bunu bu zamana kadar hiç umursamadım.
Ama ya bir gün aşık olursam yeniden.
Ama ya o çok sevdiğim adam benden sırf bu yüzden ayrılmak isterse ya da beni beğenmezse….
Ben beğenilen bir kadın olmak istiyorum.
Aklı fikri beden dili güzelliği ile.
Ve beğenmek de istiyorum.
Karşıma bir tişört ya da bakımsız bir halde çıkılması bana yapılan bir saygısızlık gibi geliyor.
Bunu mu hak ediyorum hakikaten.
Ben bu kadar özverili olurken beğendiğim adamın böyle olmasının sebebini bilmek istemiyorum. Bir bahanesi olmamalı.
Bunlar benim için ne kadar önemli bilmiyorum ama kafayı takarım bu duruma eminim.
Gün içerisinde enerjim çok düşüyor sebebini çözemedim henüz beni yiyeceklere iten o sebebi bu sefer müzikle çözmeyi deneyeceğim.
Şuan ki hissiyatım ise şu.
Sen busun.
Kilon.
Güzelliğin.
Gülümsemen.
Senden bir tane daha yok.
Çünkü Öz’ün bu.
Yemek yemeyi seviyor yürüyüşü çok seviyor ama henüz yapamıyor.
Bana benim bu halimi kabul edecek insan lazım.
Bana yeterince yeme dediler.
Ban yeterince giyme de dediler.
Ya da kahkaha atma.
Ben buyum ötesi değil….
Ve gerçek bir özgüven ya da içsel özgürlük de kendini bedenini kabul ettiğin anda başlıyor….